Efendim! Yeni bir uygulama başlatarak kafayı taktığım şarkıları, filmleri ve kitapları haftalık bülten şeklinde buradan sunmaya çalışacağım. Yeni aklıma geldi bu. Bir nevi haftanın şarkısı, filmi, kitabı şeklindeki bir uygulama bu. Çok orijinal!
DİNLE: 4 sene önce kardeşim vasıtasıyla tanıştığım VAUX grubunun şarkıları o zamanlar amatör kayıtlar şeklinde dinlenebiliyordu. Zamanla profesyonelleşmişler; albüm çıkartıp, klip çekmişler. Ancak myspace sayfalarında 2007 yılında dağıldıkları gibi bir ibare ile karşılaştım. Öyleyse yazık olmuş. Are you with me? şarkıları çok gaz. Van Fong şarkıları ise bir o kadar damar. Post-rock, hard core melezi bir türe sahipler. Kulak vermekte fayda var.
Daha fazlası için: http://www.myspace.com/vaux

İZLE: Son zamanlarda etrafımdakilerin başını "izleeee izleee" diye yediğim bir film var: John Carney'in 2007 yapımı Once filmi. The Frames grubunun solisti Glen Hansard ile onun biricik eşi Markéta Irglova'nın oynadığı müthiş bir "müzik filmi". Müzikal demeye dilim varmıyor, çünkü alışageldiğimiz müzikal türlerinin dışında bir seyir izlemekte film. Babasının süpürgeci dükkanında çalışmasının yanı sıra sokak çalgıcılığı yapan Glen, bir gün bir kızla tanışır. Kız müthiş bir şekilde piyano çalabilmektedir ve beraber albüm çıkarmaya karar verirler. Oldukça klişe görünen bu konu elemanların çaldığı "İrlanda soslu indie" türündeki şarkılar ile bezenerek izleyeni diyar diyar gezdiriyor adeta. Özellikle Marketa Irglova'nın dilinden dökülen "If you want me" kanırta kanırta ağlatıcı bir özelliğe sahip. Ayrıca belirtmekte fayda var, müzisyen ikili filmde çaldıkları Falling Slowly parçalarıyla Oscar kazanmışlardı. Geç kalmadan izlemek gerek. Misal ben kendime oldukça kızmaktayım bu filmi izlemeyi sürekli ertelediğim için.

OKU: En son bir arkadaşımdan ödünç aldığım Tavandaki Kukla(Dukken i Taket) isimli kitabı okudum. Ülkemizde Beyaz Zenciler ile hatırı sayılı bir hayran kitlesi olan Norveçli yazar Ingvar Ambjörnsen'in 2001 tarihli bu kitabı; tecavüze uğrayan kardeşinin intikamını almaya çalışan Rebekka'nın gözünden adalet sistemi, suç ve ceza kavramları ile insanın doğasına dair çıkarımlarda bulunmaya çalışıyor. Yalın bir dille anlatılan öyküde zaman zaman boşluklar göze çarpsa da etkileyici finali ile kitap insanı düşünmeye sevk ediyor.
Ambjörnsen ülkesinin en değerli yazarlarından. Değindiği konular itibariyle bir nevi "ayrık otu" simgesi oluştursa da, aldığı edebiyat ödülleri kendisinin ne denli başarılı bir yazar olduğunu ortaya koyuyor. Şu ana kadar çok az kitabı Türkçe'ye çevrilmesi bu anlamda bir kayıp. Yetkililer burayı okuyorlarsa, bir olurunu yapsınlar şu işin artık :)
